Anne ile çocuk arasındaki biyolojik bağ, simbiyotik ilişki ve sosyal değerler, çoğunlukla baba çocuk ilişkisinin gölgede kalmasının sebebi olarak gösterilir. Anne-çocuk ilişkisine yüklenen “kutsallık” önemli derecede doğru olsa da babanın “eve ekmek getiren” aile üyesinden ibaret olduğunun düşünülmesi oldukça hatalıdır. Babanın, hem kavram olarak hem de üstlendiği sorumluluklarla çocuğun ruhsal dünyası ve kişilik gelişimi üzerindeki etkileri tahmin edilenin çok üzerindedir. Çocuk sahibi olmak kadın için olduğu kadar erkek için de çok önemli ve hayat boyu sürecek bir ilişkinin başlaması demektir. Kadın ve erkek birlikte olmasalar dahi çocuklarına karşı anne-baba olarak sorumlulukları devam edecektir. Bir baba adayının ömür boyu sürecek bu bağlılık için çocuğu gerçekten istemesi, baba olmaya ve baba kalmaya hazır olması gerekir. Çocuğun yetiştirilmesi, eğitimi, ruh sağlığı ve esenliğinde baba da en az anne kadar etkilidir ve eşit derecede sorumludur. Babanın çocuğun gelişimindeki rolünü ve vazgeçilmezliğini vurgulayan bu kitap hem babalara hem de baba adaylarına bir başvuru kaynağı.
Tanıtım Metni