Gramsci’nin bir araştırma ‘nesnesi’ haline gelmesinden bu yana geçen 50 yıl içerisinde, Gramsci’nin teorileri ve kavramları insan bilimlerinde ve sosyal bilimlerde her alana adeta damgasını vurdu. O’nun yazıları, çok sayıda değişik ve genellikle çatışmalı biçimlerde yorumlandı, kullanıldı ve hatta araçsallaştırıldı. Bugün Gramsci’nin çalışmalarını çevreleyen yayınlanmış materyal miktarı, eğitimli akademisyenleri dahi bunaltmakta ve zaten kafası karışık olan, başlangıç düzeyindeki okuyucuyu felç etmekle tehdit etmektedir. Yine de, Gramsci külliyatının devasa büyüklüğü, ayrıca, Gramsci’nin mirasının, düşüncelerinin güncelliğinin ve çağdaş düşünceye engin katkısının zenginliğinin bir işaretidir. Birçok bakımdan, Gramsci, okunması gereken bir ‘klasik’ haline gelmiştir. Fakat Gramsci’yi okumak çok kolay bir iş değildir: O’nun en önemli yazıları açık uçlu, parçalara ayrılmış ve çok yönlü incelemelerden, düşüncelerden ve eskizlerden oluşur. Gramsci’nin hapishane defterleri karışık ve görünüşte dağınık bir entelektüel laboratuvar karakterindedir. En azından Gramsci’yi yeni okumaya başlayacak iyi eğitimli akademisyen, Gramsci’nin çalışmalarının çarpıcı özelliklerine ve devasa eserinin farklı bölümlerinin yüzeyindeki karmaşıklığın ardındaki temel tasarıma işaret edecek bir ferahlık sağlayacak olan uzman bir rehberi hoş karşılayacaktır. Benzer biçimde, Gramsci’nin insan bilimlerinin ve sosyal bilimlerin belirli güncel çizgilerine yönelik kavrayışının potansiyel yararına ilişkin bir tartışma ile birlikte, Gramsci’nin çalışmalarına yönelik en önemli güncel düzenlemelerin eleştirel bir biçimde ortaya konulması, Gramsci okuyucularının, O’nun düşüncelerinin, zamanımızın en baskın toplumsal, kültürel ve siyasal sorunları ile neden (ve hangi biçimlerde) ilgili olduğunu daha iyi anlamalarına olanak tanıyacaktır. -Joseph A. Buttigieg-
Tanıtım Metni